DEĞERLİ DOSTLAR,

​

2019 yılı Göbeklitepe yılı ilan edildiğinden bu yana gezginlerimizin ilgisi Mersin'den Diyarbakır'a uzanan bu hat üzerinde yoğunlaştı.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

 

İnanç Turizmi Koridoru olarak adlandırılan koridor, Tarsus’tan başlayarak Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin, Diyarbakır yörelerini kapsamaktadır.

​

Bildiğimiz üzere özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgemiz üç büyük Semavi dinin mensuplarının binlerce senedir beraberce yaşadığı bir coğrafyadır.

Halâ konuşulmakta ve yazılmakta olan kadim dilleriyle, kültürel öğeleriyle, mutfağıyla, her mevsim etkileyici eşsiz doğasıyla ve tabi ki Anadolu Uygarlıklar tarihi ve Anadolu kültür tarihine ev sahipliği yapmasıyla bu ilgiyi fazlasıyla hakkediyor.

​

Mersin Tarsus kent merkezinde, Şehitkerim Mahallesinde bulunan St. Paul Anıt Müzesi, 1994 yılında tescillenerek koruma altına alınmıştır. 

Tarsus ilçesinde doğan  Aziz Paul (Saul), Hristiyanlığın dünyaya yayılmasına vesile olmuş ve ülkemize her sene Hac yapmak üzere gelen binlerce Hristiyan'ın da ilgi odağı olmuştur.

​

Tarsus kent merkezinde, Kızılmurat Mahallesinde yer alan St. Paul Kuyusu, Hıristanyanlığın yayılmasında ve kurumsallaşmasında önemli bir yeri olan ve İncil’de “Müjdeleyici” olarak ismi geçen St. Paul’un doğduğu ve yaşadığı bir mekân olarak kabul görmektedir.

​

Antakya'ya geldiğimizde, dünyada tarihi silueti bozulmadan kalan Venedik ve Kudüs'le beraber üçüncü Kadim kent olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Her üç semavi dinin ibadethanelerinin yan yana bulunduğu, kentte yaşayanların birbirlerinin bayramlarını kutladığı bir barış şehridir.

​

Cami ve kiliseler önemli bir inanç turizmi merkezi olan Hatay´da, dünyanın ilk Katolik Kilisesi olan Saint Pierre Kilisesi bulunmaktadır. Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Hatay, aynı zamanda dört büyük patriklik merkezinden biridir.

St. Simon Stylite Manastırı, Yayladağı Barleam Manastırı ve Keldağı Barleam Manastırı önemli manastırlarıdır.
 
Hatay, Hristiyanların olduğu kadar, Müslümanların da önemli inanç merkezlerinden biridir. Habib Neccar Cami, Şeyh Ahmet Kuseyri Cami ve Ulu Cami görülmeye değerdir.

​

Gaziantep Antik çağlarda Dülük, Teşup ,Zeus ve Jüpiter Dolikhenos inançlarının kült merkeziydi ve dünyada bilinen yer altına inşa edilen Mithras Tapınaklarının en büyüğü yine Dülük'te Keber Tepesinin güney eteğinde bulunmuştur.

​

Hristiyanlığın ilk ortaya çıktığı zamanlarda Hz.İsa'nın havarilerinden Johannes,o dönemin önemli merkezlerinden Rumkale'yi kendine üs seçmiş ve Yuhanna İncili'ni burada yazarak çoğaltmıştır.1173 yılında ölen Patrik Aziz Nerses'in Rumkale'de adına yapılmış bir kilisesi ve mezarı bulunmaktadır. Yakubi Azizi Barşavma'nın kendi adına inşa ettirdiği manastır yine Rumkale'dedir.

​

Adıyaman, Büyük İskender sonrası kurulan Helenistik bir medeniyet olan Komagene  Krallığı ve Nemrut hem dinsel hem tarihsel cazibesini hep korumuş ve giderek arttırmaktadır. 

Hz. Üzeyir türbesi, Sahabelerden Abuzer Gaffari Türbesi, Süryani Mor Petrus Kilisesi ve bünyesinde Kadim Süryani topluluğunu barındırarak halâ kullanıma devam ediyor.

​

Şanlıurfa'mız yeni kazılar ve yeni bulgularla halâ üzerinde tartışılan ve sır kapısı aralanamayan Göbeklitepe'ye ev sahipliği yapmaktadır.

Arkeologlarca bir kült merkezi olarak tanımlanır ve Neolitik döneme özgü bilinen ezberleri bozan bir kültürdür Göbeklitepe kültürü ve Güneydoğu İnanç Rotasının belkemiğidir diyebiliriz.

​

Hz. İbrahim, Mevlid-i Halil Cami avlusunun güneyinde bulunan mağarada doğmuştur.

Balıklı Göl diye bilinen Halil-ür Rahman ve Ayn-ı Zeliha Gölü'de Şanlıurfa'mızın en dikkat çekici inanç merkezidir.

Şanlıurfa merkezinde bulunan Hz. Eyyüp peygamberin çile çektiği mağara, Eyyüp Peygamber Makamı olarak ziyaret edilmektedir.

​

 Mezopotamya'nın altın üçgeni, Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır ile tamamlanmaktadır.

Diyarbakır surlarıyla Hevsel bahçeleriyle halihazırda kültür turlarının değişmez rotası olmuş ve Zerzevan kalesi ve Mitra tapınağı ile de inanç turizmi açısından rotamıza girmeyi çoktan hakketmiştir. 

​

​

​

​

​

​

​