Değerli dostlar herkese merhaba ...
Bu sayfadaki yazılarıma az önce öğrendiğim bu haberle başlamak istedim.
Haber çok yeni sayılır.
Ve de çok sevindirici.
Bugün 24.04.2021 ve ulusal basında haberin duyulması Mart 2021.
Önemine karşılık pek de yankı uyandırmışa benzemiyor.
Karadeniz teknik Üniversitesi Ön Asya Arkeolojisi bölümünden öğretim üyesi Dr. Hülya Çalışkan Akgül ve ekibi tarafından 2018 yılında başlatılan arkeolojik yüzey araştırmalarında
yoğunlaşılan bölgelerden biri Trabzon Düzköy ilçesi Çayırbağı Mahallesiydi.
Bu civarda Koskarlı Mağarasında ortaya çıkan bulguların Kanada'da Mcmaster Üniversitesinden Dr. Tristan Carter tarafından yapılan incelemesinde bulunan obsidyen ve çakmak taşı parçalarının 11,000 ile 13,000 yıllık bir tarihe sahip olduğu ortaya çıktı.
Akademisyenler tarafından alınan bu parçalardan 7’si Kanada’da bulunan McMaster Üniversitesi’nden Dr. Tristan Carter’e gönderildi. Parçalardan beşinin bölgeye Kapadokya'dan diğer ikisinin de Trans Kafkasya (Ermenistan-Gürcistan) bölgesinden geldiği tespit edildi.
Yani genel olarak Karadeniz kıyı kentlerinin tarihini Batı Anadolu Milet kökenli Grek unsurlara götüren tarih tezine göre Trabzon'un kuruluşu için verilen tarih M.Ö.756 idi.
Bu da genellikle 19.yüzyıl sonunda bölgeyi ziyaret eden Avrupalı seyyahlar tarafından baz alınan antik kaynaklara dayandırılıyordu.
Gerçi Xenephon'un Onbinlerin Dönüşü adlı eserinde M.S. 5.yüzyılda bölgenin içlerinde yerel kavimlerin( Kolhlar, Mosiyanikler; Tibarenler vb.) bulunduğu bilgisi vardı.
Ancak arkeolojik bir bulgudan söz edilemiyordu.
İşte bahsettiğimiz yüzey çalışmalarında ele geçen bulgular bölgenin tarih öncesi devirlerden itibaren Kapadokya ve Kafkasya ile olan bağlantısını gözler önüne seriyor.
.
Sitemizin adı Köşe Bucak Anadolu.
Anadolu'muz benzersiz bir coğrafya.
Söz konusu bölgenin mağara ve kaya açısından zengin olduğunu belirten Akgül, "İnsanoğlunun yaptığı taş aletlerle ilgili ilk buluntuları biz bu mağarada tespit ettik. Trabzon bölgesinin en eski sakinlerini böylece bu mağarada belgelemiş olduk." dedi. Akgül, mağaradaki taş buluntuların hammaddesinin obsidyen ve çakmak taşı olduğunu ve kökenlerinin Kapadokya ve Kafkasya`ya dayandığının tespit edildiğini dile getirdi.11 Mart 2021 Perşembe 17:50Kaynak: AA
Şanlıurfa'da Klaus Schmidt isimli bir Alman arkeolog 1995 yılında dünya ve insanlık tarihini ve algısını tersine çevirecek olan kazı çalışmalarına başladığında neyle karşı karşıya olduğumuzun acaba farkında mıydık?
Tabi ki Göbeklitepe'den bahsediyorum.
Ülkemiz eşsiz bir ülke ve her yanından kelimenin tam anlamıyla tarih fışkırıyor.
Nasıl bir hazinenin üstünde oturduğumuzun acaba ne kadar farkındayız?
Sayfayı açmamın amacı çoğunlukla gözlerimizin önünde olan fakat nedense pek de dikkatimizi
çekmeyen konuları elimizin erdiğince, dilimizin döndüğünce dile getirmek.
İşte haberde bahsettiğimiz çalışmaların içeriği pek yakında akademik dergilerde yayınlanacak. Belki de yazıyı hazırladığım şu anda yayınlanmış olabilir.
İnsanların avcı toplayıcı olarak nitelendirildiği çağlarda, Miletli kolonilerin kurulduğu M.Ö.700 lü yıllardan binlerce sene önce Kapadokya ve Kafkasya'dan bu taşların bölgeye gelmesinin ve kimler tarafından niçin getirildiği sorularının yanıtları yavaş yavaş belirecektir.
Kısacası Anadolu'nun sır perdeleri yavaş yavaş aralanıyor değerli dostlar.
Bu konuda üniversitelerimiz, bilim insanlarımız çalışıyor. Bölge halkı konuyla ilgili. Ulusal basında bu haber epey yer almış.
Bulguların yabancı basında da yer alacağı günü heyecanla bekliyorum...
Haberle ilgili bir kaç linki de aşağıya ekliyorum.,
Sevgiyle kalın...
https://www.youtube.com/watch?v=2tMbsgKRy2Q Yüzey araştırmasını yürüten ekibin iki ismi Dr. Hülya Çalışkan Akgül ve Doç.Dr. Serkan Demirel'in konuyla ilgili yaptıkları açıklamaları içerir.
izlemenizi tavsiye ediyorum.
Teşekkürler. Güzel bir site hazırlamışsınız. İçeriğinin zamanla zenginleşeceğini umut ediyorum.
Güzel olmuş hocam devamını bekliyoruz
Çok keyifli bir yazı tebrik ederim devamını bekliyorum böylesi yazıların👏👏